Erteleme, hepimizin bir zaman veya başka bir zaman karşılaştığı bir durumdur. İster öğrenciler son ana kadar ödevlerini ertelemeye çalışsın ister profesyoneller hayati projeleri geciktirsin, erteleme yaş, kültür veya iş unvanı ayırt etmiyor. Basit bir tembellik veya disiplin eksikliği olarak göz ardı edilen yaygın bir davranış biçimidir. Ancak kökleri, karmaşık bir bilişsel süreçler kümesiyle iç içe geçmiş duygusal düzenleme ve kaygı alanlarına derinlemesine işlemiştir. Bu makalede, ertelemenin altında yatan nedenlerini çözüp, onu doğrudan ele almak için bazı etkili yollar sunacağız.
İçindekiler
- Ertelemeye Yakından Bakış
- Duygusal Bileşen
- Kendini Düzenleme Mücadeleleri
- Mükemmeliyetçilik Bağlantısı
- Bilişsel Yönlere Dalış
- Ertelemenin Dalga Etkisi
- Ertelemeye Karşı Mücadele: Pratik Stratejiler
- Dijital Çağda Ertelemeyle Baş Etmek
- Sonuçlandırma
Ertelemeye Yakından Bakış
Esasında erteleme, bir görevi ertelediğimiz halde bunu geciktirmenin olumsuz sonuçlara yol açabileceğini bildiğimiz durumdur. Psychological Science dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, yetişkinlerin yaklaşık %15-20’si düzenli olarak ertelemektedir (Steel, 2007). Bu istatistik tek başına ertelemenin hem üretkenliği hem de genel refah duygumuzu etkileyen önemli bir olgu olduğunu vurgulamaktadır.
Duygusal Bileşen
Erteleme genellikle basit bir zaman yönetimi başarısızlığından çok, duygusal yönetimle ilgilidir. Bu konu üzerine tanınmış bir araştırmacı olan Tim Pychyl, ertelemenin duygusal bir başa çıkma mekanizması olarak hareket ettiğini öne sürüyor. Kaygı veya hayal kırıklığı gibi duygular uyandıran görevlerle karşılaştığımızda, bu rahatsız edici duygulardan kaçınmak amacıyla erteleyebiliriz. Ne yazık ki, bu kaçınma zamanla daha yüksek stres ve suçluluk duygusuna yol açabilir.
Kendini Düzenleme Mücadeleleri
Kendini düzenleme, erteleme tuzağında önemli bir rol oynar. Journal of Personality and Social Psychology dergisinde yayımlanan araştırma, kendini düzenleme becerileri daha zayıf olan bireylerin ertelemeye daha yatkın olduklarını bulmuştur (Tice & Baumeister, 1997). Çünkü kendini düzenleme, dürtüleri kontrol etmek ve uzun vadeli hedefler doğrultusunda kalmakla ilgilidir, bu alanda zayıf beceriler, bir görevi tamamlamanın büyük ödülleriyle karşılaştırıldığında, gecikmenin kısa vadeli rahatlamasını daha cazip hale getirebilir.
Mükemmeliyetçilik Bağlantısı
Mükemmeliyetçilik ve erteleme arasındaki bağ karmaşık bir ağdır. Mükemmeliyetçiler, kendi yüksek beklentilerini karşılayamamaktan korkarak veya başarısızlık korkusu nedeniyle görevleri geciktirebilirler. Personality and Individual Differences dergisinde yer alan araştırmalar, mükemmel olmaları gerektiğini hisseden insanların daha sık erteleme eğiliminde olduğunu göstermektedir (Flett et al., 1992). Ancak bazı mükemmeliyetçiler, performans için motivasyon kaynağı olarak son dakika baskısını kullanmak amacıyla görevleri geciktirebilirler.
Bilişsel Yönlere Dalış
Duygusal yönlerin ötesinde, ertelemeye bir dizi bilişsel süreç de katkıda bulunur. Bunları anlamak, neden geciktiğimizi görmemize ve bu eğilimleri nasıl frenleyebileceğimize yardımcı olabilir.
Zamanla İskonto
Zamanla iskonto, anlık tatminin gelecekteki ödüllere baskın geldiği bir bilişsel yanlılıktır. Bu, bir şeyi ertelemenin anlık zevkinin, onu tamamlamanın uzun vadeli faydalarından daha cazip gelmesi anlamına gelir. Journal of Economic Psychology dergisinde yapılan bir çalışma, zamanla iskontoya eğilimli bireylerin daha fazla erteleme eğiliminde olduklarını göstermektedir (Ainslie, 2010).
Görev Özellikleri
Bazı görevler, yalnızca erteleme tuzağıdır. Zor görünen, belirsiz veya düpedüz sıkıcı olan görevler, ertelenme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, hemen son teslim tarihi olmayan veya görünür sonuçlar vermeyen görevler de genellikle bir kenara bırakılır. Journal of Behavioral Decision Making dergisinde yer alan araştırmalar, görevin hoş olmayanlığının ertelemenin önemli bir öngörücüsü olduğunu bulmuştur (Blunt & Pychyl, 2000).
Erteleme-Niyet Açığı
Yapmayı planladığımız şey ile aslında yaptığımız şey arasındaki bu boşluk, yarın bugün olduğumuzdan daha motive olacağımızı varsaymak gibi iyimser yanlılıklara kadar izlenebilir. Journal of Consumer Research dergisi, bu yanlılıkların, hemen başlamak için önceden yapılan planlara rağmen, ertelemeye yol açtığını belirtmektedir (Sirois, 2007).
Ertelemenin Dalga Etkisi
Ertelemenin sonuçlarını tanımak, neden bu kadar önemli olduğunu anlamak için anahtardır.
Akademik ve Profesyonel Etkiler
Okullarda erteleme, düşük notlarla, artan stres seviyeleriyle ve bazen okulu bırakmakla ilişkilidir. Educational Psychology Review dergisindeki bir meta-analiz, sürekli erteleyen öğrencilerin daha yüksek akademik yanma ve memnuniyetsizlik bildirdiklerini göstermektedir (Kim & Seo, 2015). İş yerinde, son teslim tarihlerini kaçırmaya, azalan verimliliğe ve meslektaşlarla gergin ilişkiler yaşanmasına yol açabilir.
Zihinsel Sağlık Etkileri
Erteleme, yalnızca üretkenliğe dokunan bir mesele değildir. Aynı zamanda bir zihinsel sağlık sorunudur. Kronik erteleyenler genellikle daha yüksek seviyelerde kaygı, depresyon ve stres yaşarlar. Cognitive Therapy and Research dergisinden araştırma, ertelemenin artan stresin ve daha düşük zihinsel refahın güçlü bir öngörücüsü olduğunu belirlemiştir (Sirois, 2014). Bu döngüsel bağlantı, ertelemenin genel duygusal sağlığın bir parçası olarak ele alınması gerekliliğine işaret etmektedir.
Ertelemeye Karşı Mücadele: Pratik Stratejiler
Ertelemenin üstesinden gelmek zorlu bir meseledir, ancak psikolojik araştırmalar, yardımcı olabilecek strateji dolu bir araç takımı sunar. Bu yöntemler, duygusal düzenlemeyi iyileştirmeye, öz denetimi artırmaya ve bilişsel yaklaşımları değiştirmeye odaklanır.
Duygu Düzenleme Taktikleri
- Farkındalık Bilinci: Farkındalık pratiği, erteleme tetikleyicileri ve ilgili duyguların farkındalığını artırır. Consciousness and Cognition dergisine göre, farkındalık eğitimi, duygusal düzenlemeyi iyileştirerek ertelemeyi azaltır (Sirois & Tosti, 2012).
- Bilişsel Yapılandırma: Görevle ilgili olumsuz düşünceleri değiştirin. “Bu görev çok zor” yerine “Bu görev zorlayıcı, ama bir adımda halledeceğim” diye düşünün.
Kendini Düzenleme Güçlendirme
- Uygulama Niyetleri: Niyeti eyleme dönüştürmek için belirli eğer-o zaman planları yapın. Örneğin, “Eğer saat 5 ise, spor salonuna gideceğim.” Psychological Science dergisindeki çalışmalar, bu niyetlerin oluşturulmasının ertelemeyi azaltabileceğini doğrulamaktadır (Gollwitzer & Sheeran, 2006).
- Öz Dayatılmış Süre Sınırları: Hemen bir baskı olmaksızın görevleri geciktirme eğilimini yenmek için kendi süre sınırlarınızı belirleyin. Journal of Public Economics dergisi, öz dayatılmış süre sınırlarının görev tamamlama oranlarını artırdığını göstermektedir (Ariely & Wertenbroch, 2002).
Bilişsel ve Davranışsal Yaklaşımlar
- Görev Parçalama: Görevleri daha küçük, daha yönetilebilir parçalara ayırarak zorluk ve belirsizlik hissini azaltın ve motivasyonu yüksek tutun.
- Ödül Sistemleri: Gelecekteki ödüllerin genellikle ertelemeye yönlendiren çekiciliğini karşılamak için anlık tatmin sunan ödüller kullanın.
- Çevreyi Değiştirme: Dikkati dağıtan unsurları en aza indirmek için çalışma ortamınızı ayarlayın—özel bir çalışma alanı oluşturun veya dikkat dağıtan web sitelerini engellemek için dijital araçlar kullanın.
Dijital Çağda Ertelemeyle Baş Etmek
Teknoloji açısından zengin dünyamızda, teknoloji ertelemeye karşı mücadelede hem yardımcı hem de engelleyici olabilir. Çevrim içi dikkat dağıtıcı unsurlar bol miktarda olsa da, yardım edebilecek teknoloji çözümleri de vardır.
Dijital Yardımcılar
Trello, Asana ve Todoist gibi üretkenlik uygulamaları, görevleri yapılandırmaya, süre sınırları belirlemeye ve ilerlemeyi izlemeye yardımcı olabilir. Forest ve Focus@Will gibi uygulamalar, zamanlayıcı özellikleri ve odak artırıcı müzikler ile konsantrasyonu artırır.
Dikkat Ekonomisinin Zorluğu
Şirketler dikkatimiz için yarışırken, sürekli bildirimler ve çekici sosyal medya, iş üstünde kalmayı her zamankinden daha zor hale getiriyor. Teknoloji kullanımının farkında olmak ve sınırlar koymak, yoldan çıkmamak için çok önemlidir.
Sonuçlandırma
Erteleme, duygusal ve bilişsel doğası olan katmanlı bir psikolojik fenomen olup, adres truz yapısının içinde yer almayan bir yer yoktur.